Röportaj: Seray Yazıcıoğlu Ezmiş
Fotoğraf: Çağdaş Başar
Fotoğraf Asistanı: Mertcan Yapıcı
Styling: Ali Arısoy
Syling Asistanı: Sıla Demir
Saç: Mehmet Bayrakdar
Makyaj: Erdem Şahanlı
İçinden geçtiğimiz süreç; hayattaki önceliklerimizi, üretim ve tüketim alışkanlıklarımızı yeniden sorgulatıyor, sadeliğe olan talep gün geçtikçe biraz daha artıyor. Minimalizmin yükselişe geçtiği bu dönemde; “Tövbeler Olsun” dizisiyle ekranlarda olan, başarılı oyuncu Naz Çağla Irmak ile sade, şık, siyah ve beyazın uyumunda bir çekim gerçekleştirdik.
Oyunculuğa başlamaya ne zaman ve nasıl karar verdin? Seni çeken şey neydi?
Ne zaman karar verdiğimi söylemek zor, öyle bir karar anım olmadı, sanki bu gayeyle büyümüşüm gibi geliyor, eh malum annesini rol model edinen küçük bir kızken babamla konsere değil de annemle tiyatroya gitmeyi tercih ederdim. O günden bu güne değişen pek bir şey yok. 🙂
Annenin çok sevilen ve tecrübeli bir oyuncu olduğunu biliyoruz, peki sana mesleki anlamda ne gibi tavsiyelerde bulundu?
Öncelikle çocukken onunla sete gittiğim zamanlarda set ahlakını öğrendim, annemin arabasının saati, kol saati, telefonunun saati hep 7-8 dakika ileri olurdu ve o saatlere göre yaşardı, hiçbir yere geç kalmazdı. Bunları görerek büyümenin bu gün yaşadığım iş hayatında artılarını hissediyorum. Tavsiyelere gelecek olursak, hiçbir zaman beni “bunu yap” diye yönlendirmese de, yapılmaması gerekenleri hep kulağıma fısıldadı.
Annenin oyuncu olması sence senin için bir avantaj mı? Yoksa dezavantaj mı? Neden?
Kesinlikle avantaj, evde hocam var daha ne olsun?
Her oyuncunun hayalinde canlandırmak istediği bir karakter vardır, senin hayalindeki nasıl bir karakter?
Röportajlarda bu soruyla karşılaştığımda hep çok zorlanıyorum, şöyle bir karakter diye tanımlayamam ama, isterim ki şaşırtsın beni.
Bir rolü kabul etmeden önce senaryoda özellikle dikkat ettiğin şeyler var mı?
Tabii, bu eğer bir tiyatro metniyse, bana karakter hakkında ne kadar bilgi ve fırsat verdiğine, karakterin metni anlatmakta üstlendiği misyona, varsa dönüşümüne dikkat ederim. Televizyonda ise bütün bunların üstüne biraz da öngörü eklemek gerekiyor.
Oyunculuğunu geliştirmek adına uyguladığın yöntemler neler?
Konservatuvara devam ediyor olmamın yanı sıra, Meisner tekniği atölyesi, kamera önü oyunculuk (ki gerçekten sahnede oynamaktan çok başka bir üslup ve dinamik gerektiriyor) atölyelerine gittim. Güzel atölyeler yakaladıkça da gitmeye devam edeceğim, çünkü oyunculuk da devirle birlikte dönüşen bir şey.
Oyunculukta idolün olan ya da hayata bakış açısını beğendiğin birileri var mı?
Büyük bir Cate Blanchett hayranıyımdır, Jessica Lange’e bayılırım. Ülkemize dönecek olursak da, Bergüzar Korel’in hayata bakışını ve başkalarına şifa oldukça varoluşunu çok takdir ediyorum.
Genç yaşta çok sayıda izleyici kitlesi olan dizilerde olmak sana neler kattı?
Açıkçası, hayatımda çok büyük bir değişiklik olmadı, sevgi görmek ve takdir edilmenin verdiği mutluluk ve biraz da sorumluluk dışında aynı devam.
Tanınan biri olmak sana neler kazandırdı, seni olumsuz etkileyen yanları var mı?
Örnek teşkil etmek meselesinin verdiği tatlı sorumluluk dışında beni zorlayan bir durum yok.
Oyunculuk dışında kendini başka alanlarla ya da mesleklerle ilgileniyor musun?
Özellikle şarkı söylemeye bayılırım. Bunun dışında dans etmeyi, tatlı yapmayı çok severim. Bunları ilerde mesleğe dönüştürebilirsem ne şahane olur.
Setten arta kalan zamanlarda Naz Çağla nasıl birisi?
Sosyal, dışa dönük diyebileceğimiz, ama sosyalleşip eğlendiği kadar evde vakit geçirmezse can sıkabilecek, üretime ve yeteneğe hayran olan, kendi halinde bir insanım diyebilirim.
Hayatında “asla vazgeçmem” dediğin şeyler var mı?
Mösyöm, ailem ve yalnız geçirdiğim vakit.
Kendinde en sevdiğin ve sevmediğin yanların neler?
Sevmediklerimden başlayayım, zaman zaman üşengeç olabiliyorum, gerçi o da çok çalıştığım zamanlarda nüksediyor 🙂 Sevdiklerini söylemek de zor ama, yapmam gereken işi yapmadan keyife geçmemek diyebilirim.
Spor, sağlıklı beslenme, düzenli hayat… Yoğun set temposunda hangisine daha çok vakit ayırabiliyorsun?
Spor yapmak edindiğim en güzel alışkanlık, gün geliyor sabah 9.00 set ise 7’de uyanıp spor yaptığım oluyor, haftada 4 gün spor yapmaya, genel olarak sağlıklı beslenmeye özen gösteriyorum. Tabii “cheat day” dediğimiz serbest günler de en büyük keyfim.
Karantina dönemi boyunca hepimiz evlerdeydik; ne hissettirdi bu dönem sana? Bu dönemde kendinde fark ettiğin, senin bazı konularda düşünceni değiştiren şeyler oldu mu?
Olmaz mı? Durmayı öğrenmek bu dönemin bana en büyük katkısıdır. Kontrolümüzün ve yetkimizin ne kadar az olduğunu, bir şeyler olurken bazen engel olamayacağımızı, engel olamadığımız noktadaysa ne kolay uyumlandığımızı farkettiğim, oldukça algılarımı açan bir dönem oldu. Öz disiplinimi geliştirdiğim, yaşarken öyle gelmese de şimdi bakınca çok faydasını gördüğüm zamanlardı.