Genel Ünlüler

Sevda Erginci Hakkında Bilinmeyenler

3.7
(6)

Röportaj: Seray Yazıcıoğlu Ezmiş – Ayşe Çağla Küçük
Fotoğraf: Serhat Hayri
Styling: Ali Arısoy & Eylem Yıldız

Haziran ayına girerken içinde bulunduğumuz süreçten biraz daha uzaklaşarak yeni normalleşme sürecine, belki de ayak uydurabileceğimiz çok daha yeni bir döneme giriyoruz. Bu dönemde ihtiyaç duyacağımız en önemli şey belki de yeni umutlar olacak…

Şu an hayatın neresindesin? Nasıl bir dönemden geçtiğini hissediyorsun?

Çok ihtiyacım olduğunu uzun zamandır bildiğim bir yavaşlama dönemindeyim. İşimin de etkisiyle sürekli bir şeylere yetişmeye çalışır halde yaşadığım için, günlerimi, ruhumu, yaratıcılığımı; gerçekten ne istediğimi ve ne hissettiğimi bile kendime soramayacak kadar hızlı tükettim. Ve şimdi sadece durup, zamanı gelince, bunu şuan gerçekten istiyorum dediğim adımlar atıyorum. Tabi ki bunda pandemi dolayısıyla verdiğimiz molanın da etkisi var.

Her şeyin fazla hızlı tüketildiği bir zamandayız… Tüketmek ve üretmek arasında hiç zaman farkı yok gibi. Sen kendi değerlerini korumak için neler yapıyorsun? An’da kalmayı mı tercih ediyorsun yoksa sürekli planlar yapar mısın?

Doğanın tüketimi en üzüldüğüm ve rahatsız olduğum, üzerine ne yapabilirim diye düşündüğüm konulardan biri. Bir süredir (en azından) mutfakta tükettiğim birçok şeyi nasıl dönüştürebileceğimi, nasıl tekrar doğaya kazandırabileceğimi öğrenmeye çalışıyorum ve ciddi ilerleme kaydettim. Bu da biraz olsun kendimi, vicdanımı daha iyi hissetmeme sebep oldu. Bir de teknolojiden mümkün olduğunca uzak bir hayat yaşıyorum. Bu da insanlarla iletişimimde bir şeylerin daha organik kalmasına, daha yavaş tükenmesine sebep oluyor. Yani bu çağda bile kendi değerlerini tüketime kurban etmemenin yolları var. Ben uzun vadeli planları yorucu ve anlamsız bulanlardanım.

Çok sıcakkanlı birisin. Hayatına insanları dahil ederken öncelikli olarak onları durup gözlemler misin? Yoksa her farklı karakterin bir bütünü oluşturduğuna inananlardan mısın?

Tanımadığımız kişilere karşı oluşturduğumuz önyargıların ve mesafenin kişisel komplekslerimizle, egomuzla ilgili olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden hayatıma birini alırken beni hakketmesi gereken bir sınavın içerisindeymiş gibi davranmam. Böyle davranan çok fazla insan görüyorum ve bunu çok komik buluyorum. Ayrıca kendimi de gayet sıradan ve aynı zamanda herkes kadar biricik olarak konumlandırdığım için biriyle iletişimimin başlangıcı karşımdakinin de isteğiyle gayet pozitif olur.

Oyunculuk aslında oyuncunun psikolojisini oldukça zorlayan bir meslek. Oyunculuğun seni ve karakterini ne yönde etkilediğini düşünüyorsun?

Ben o zorlayıcı tarafını seviyorum. Kendimi, insanlığı, doğayı, evrende olan biteni ve bunun gibi pek çok şeyi daha açık, daha objektif algılamama sebep oluyor. Bu da daha çabuk olgunlaşmamı sağlıyor.

Yeni bir karaktere hazırlanırken ona kendinden bir şeyler eklediğin oluyor mu?

Gözlemlediğim her şeyin de kendi süzgecimden geçtiğini ve artık bana ait olduğunu düşünecek olursak, karakteri kendim yaratıyor ve yorumluyorken kendimden bir şeyler katmamam mümkün değil zaten.

Olduğundan bambaşka bir kadını oynamak senin için nasıl bir deneyim?

Bunu sürekli yapmak zor fakat çok tatmin edici bir deneyim.

Mesleki olarak henüz gerçekleşmemiş bir hayalin var mı?

Hayır, yok ama oynamaktan heyecan duyacağım daha çok karakter var.

Ünlü olmak herkese çok cazip gelse de aslında çok zor bir durum. Ünlü olduğun için kendini frenlemek zorunda kaldığın durumlar oluyor mu? Şöhret sana nasıl farkındalıklar kazandırdı?

Hayatımı ünlü biriymişim gibi yaşamıyorum ve hatta çoğu zaman farkında bile olmuyorum. Zaten öyle yaşasam biraz komik olurdu.

Karantina dönemi sana psikolojik olarak ne hissettirdi? Özlem duyduğun ya da “fazla abartmışım olmasa da olurmuş” dediğin neler oldu?

Kendime daha fazla vakit ayırmanın ne kadar keyifli olduğunu fark ettim her şeyden önce. Bir de sosyalleşmeyi çok özlememin yanı sıra bir şeyleri özleyebiliyor olmanın da çok gerekli olduğunu ve iyi geldiğini gördüm.

Bu dönemde evde nasıl zaman geçirdin? Kendinde yeni keşfettiğin bir şeyler oldu mu?

Gündüzleri bahçe işleri, seramik, temizlik, yemek, spor vs. derken hiç yerimde durmadım zaten. Akşamları ise film, dizi izleyerek ve okuyarak geçirdim. Bir de arada sırada hiçbir şey yapmadan bomboş durmanın keyfini çıkardım.

Bugüne kadar ailenden/büyüklerinden aldığın en iyi öğüt ne?

Bir öğüt değil ama babam, iyi kötü her şeyi tek başıma tecrübe etmemi sağladı hep. Bu eskiden çok sitem ettiğim bir meseleyken, şimdilerde her şeyi tek başıma yapabildiğim için ve kendimi daha zorlu bir yoldan tüm gerçekliğiyle bulmamı sağladığı için çok haklı bulduğum bir davranış oldu.

En son izlediğin dizi ve filmler, okuduğun kitaplar neler?

En son izlediğim diziler Hollywood ve Good Girls. En son izlediğim film Okja ve Dogman. Şu an Mehtap Ceyran’dan Mevsim Yas’ı okuyorum.

Sana bir kitaptan uyarlama film/dizi teklifi gelse ve bu kitabı sen seçecek olsan hangi kitabı ve hangi karakteri seçerdin? Neden?

Erkek olsaydım kesinlikle İnce Memed derdim. Lise yıllarında okumuştum ama hala beni en etkileyen karakterdir. Bir kadın karakter seçmem gerekirse daha yeni okuduğum Seray Şahiner’in Kul romanından Mercan Hanım olurdu tercihim. Mercan hanım gibi günlük hayatta görünmez ve oldukça sıradan bulunan karakterler ve hayatları hep daha çok ilgimi çekmiştir ve oynamanın daha zorlayıcı olduğunu düşünürüm.

Güzellik algısının değiştiğini düşünüyor musun? Sana göre güzellik kavramı nelerden ibaret? Güzellik denilince aklına ne geliyor?

Güzellik algısının değişimini hayretle ve korkuyla izliyorum. Sosyal medya, toplum vs. baskısıyla bu değişime ayak uydurup aynılaşan herkese de biraz acıyorum açıkçası. İnsan gibi, mekan gibi güzel görmek istediğimiz her şeyin güzelliğinin içinde kusurlar barındırması gerektiğini düşünüyorum. Kusursuz, hissiz ve içi boş güzelliği heyecansız ve tatsız buluyorum.

Kişisel bakımında en çok neye ya da hangi adıma önem veriyorsun?

Yüzümü temizlemeden asla uyuyamam. Günlük hayatımda mümkün olduğunca makyaj yapmamayı tercih ediyorum ki yaptığımda da çok kirli hissediyorum. Bir de güneş koruyucu kullanmadan dışarı çıkmam.

Aşk şu an hayatının neresinde ve sende nasıl bir değişim yaratır? Aşık Sevda romantik bir kadın mıdır?

Aşk her an hayatımda. Köpeğime veya kedilerime baktığım an olan şey aşk mesela. Çok sevdiğim bir söğüt ağacı var, onun altında otururken hissettiğim şey de. Sevgilimin bir şey anlatırken ki heyecanı, mutluluğu da. Babamın şarkı söylerken bana bakışı da. Annemin gülüşü de. Bir filmin beni ağlatması da. Güzel bir sokakta yürümek de. O yüzden aşkın bende yarattığı değişim, beni dünyanın sıkıcı gerçekliğinden güzel bir ana taşıması sık sık.

Aşka yüklediğin anlam zaman içinde; değişime, hayal kırıklığına, denge kaybına uğradı mı?

Aşka yüklediğim anlam demeyeyim de hayatta pek çok şeye yüklediğim anlamlar, tercihlerim ve tecrübelerim herkes gibi zaman zaman dengemi bozdu ve beni değişime uğratarak bugünkü ben olmama sebep oldu.

Hayatında bazı anlarda duygularını gizlemek, bastırmak için de rol yapar mısın? Yoksa olduğun gibi misin?

Normalde çok hissettiğim gibi davranır ve konuşurum, hatta bu bazen sinir bozucu biri olmama sebep olabilir. Ama iş hayatında kendim gibi davranmamak zorunda kaldığım çok an oldu fakat çok iyi oynadığım söylenemez.

Bize kendin hakkında kimsenin bilmediği bir özelliğini, takıntını ya da fobini söyler misin? Hangi konularda zaafların olduğunu düşünüyorsun?

Üşengeçliğimle hep çok savaşırım. Belki de o yüzden hep çalışır haldeyim. En sevmediğim özelliğimdir. Hafif obsesif kompülsif bozukluğum var. Her şey düzenli olmadığında uyuyamadığım günleri bilirim.

Biz ekranların seni özlediğini düşünüyoruz…Yeni projeler ya da yeni bir dizide izleyecek miyiz seni?

Tabii ki ama ne zaman olacağını hiç bilmiyorum.

Puan verin!

Average rating 3.7 / 5. Vote count: 6