Röportaj: Seray Yazıcıoğlu Ezmiş / Ayşe Çağla Küçük
Fotoğraf: Mesut Yazıcı
Styling: Kübra Özden
Makyaj: Gamze Tekin Alp
Saç: Emre Altın
Styling Asistanı: Cansu Melin
Mekan: Swissotel The Bosphorus
“İçimizden Biri” dizisiyle ekranlara dönmeye hazırlanan güzel oyuncu Özge Yağız ile “Kalıpların Dışında” bir çekim gerçekleştirdik.
Şu sıralar herkes haklı olarak ‘daha iyi hissetmenin’ peşinde… Özellikle zihinsel olarak şifa bulmak için sen neler yapıyorsun?
Sahil yürüyüşü. Spor her zaman şifa ama en sevdiğim şarkılar, deniz ve eşsiz kokusu bana eşlik ettiğinde inanılmaz rahatlıyorum.
Uyumlu, pozitif ve kendiyle derdi olmayan çok güzel bir enerjin var. Peki bu hayatta bu enerjisi düşüren, seni olumsuz etkileyen şeyler yaşadığında ya da üzüldüğün anlarda yeniden iyi hissetmek için motivasyonun ne oluyor?
Olumsuzluğu ben düzeltebileceksem o an elimden geleni yapıyorum. Sıyrılmamı ve geride bırakmamı gerektiren bir durumdaysam uzaklaşıyorum ve sevdiğim biriyle konuşuyorum, insan enerjisi beni hemen yükseltir o yüzden ilk sığındığım şey bu oluyor.
Son zamanlarda edindiğin yeni alışkanlıklar, yeni keşiflerin var mı?
Bir süredir uyku düzenim çok bozuktu. Erken saatte alarmsız uyanmaya alışmaya çalışıyorum :). Farklı kokular yakıp evin enerjisini hep en iyi düzeyde tutmayı keşfettiğim bir dönemdeyim.
Kendini geliştirmekte olduğun başka bir tutkun var mı?
Mutfak. Bambaşka bir tutku ve terapi benim için.
Ekranda gördüğümüzün dışında nasıl bir Özge var?
Tam anlamıyla bir Terazi kadını diyebilirim. Maneviyatçı, realist, çalışkan, sadık.
Oyunculuk senin için ne zaman bir kariyer planına dönüştü?
İşimin bana yaşattığı mutluluğu tüm hücrelerimde hissettiğimde…
İçimizden Biri dizisi ile ekranlara dönmeye hazırlanıyorsun, öncelikle hayırlı olsun. Bize kısaca diziden bahseder misin?
Çok eğlenceli, kültürel harmanı doruklarda yaşatacak bir proje “İçimizden Biri”.
Nasıl bir karakterde izleyeceğiz seni? Neydi bu karakterde seni çeken?
Hırslı, zeki, ayakları yere sağlam basan bir kadın. Çabuk kırılabildiğini bilmesine rağmen güçlü oluşu ve mantığını hiçbir koşulda devre dışı bırakmayışı beni hemen içine aldı.
Bir karaktere hayat vermenin en heyecan verici yanı ne senin için?
Yeni birini keşfetmek. O karaktere büründüğünüzde kendi karakterinizden soyutlanmış olmanın aldırdığı nefes çok iyi geliyor.
Genç yaşta oyuncu olmak ve bu kadar büyük kitleler tarafından tanınır olmak nasıl bir deneyim?
Tarifsiz… Dedim ya insan enerjisi beni en çok etkileyen şey diye, işte onların enerjisi bazen hep birilikte başka bir dünyadaymışsınız gibi hissettiriyor, iyi ki varlar.
Sırada neler var, oyunculukla ilgili en büyük hayalin nedir?
Sırada “İçimizden Biri” var… Her işimin bana kendimi farklı alanlarda keşfettiğim eşsiz deneyimler yaşatmasını diliyorum.
Olduğun yerden dönüp baktığında hayatındaki dönüm noktalarını görebiliyor musun? Bu dönüm noktalarından biraz bahsedebilir misin?
Hayatıma gerçekten yön verdiklerini hissettiğim iki dönüm noktası var; Birincisi yaş on yediyken bir süre tek başıma yurt dışında yaşamam ikincisi oyunculuk.
Yaptığın iş haricinde seni bu hayatta en çok ne heyecanlandırıyor?
Aşk…
Geleceğe dair en çok neyin hayalini kuruyorsun?
Sağlığımız ve doğamızla sınanmadığımız, minicik bedenleri tedavi olamadıkları için kaybetmediğimiz günlerin.
Sağlık, başarı, aşk, ve para gibi temel konular yolunda olduğunda; kalbinden geçen en büyük isteğin ne oluyor?
Asla ama asla şükretmeyi unutmayan biri olarak kalabilmeyi istiyorum diyebilirim.
Çok da istemediğin bir şeyi, yapmak zorunda olduğun durumlarda; özgürlük hakkını sonuna kadar savunur musun? Yoksa ‘sorun çıkarmamak’ ve ‘sakinlik’ senin için daha mı önemli?
Her durumda sakinliğimi korumaktan yanayım sanırım. Özgürlüğümü bile bu şekilde savunmaya çalışırım. Çoğunlukla kimseyi kıramıyorum.
Evde olduğun rutin bir günde, ‘spor yapmalıyım, bir şeyler öğrenmeliyim, ‘kitap okumalıyım’ gibi ‘zamanı boşa harcamama’ stresine girdiğin oluyor mu? Yoksa anın tadını mı çıkarmayı tercih ediyorsun?
Evdeyken hiçbir şey için acele etmiyorum. Çünkü isteyerek yapmanın tadı başka, eğer aklıma koyduysam gerçekleştireceğim herhangi bir aktivitenin şevki aniden yükleniveriyor bünyeme, kendimi asla zorlamıyorum.
Herkesin aşkı yaşama ve tanımlama şekli birbirinden farklı. Senin ‘aşk’ tanımında mutlaka olması gereken ve asla olmaması gereken şey ne?
Saygı yoksa asla, sadakatsizlik varsa asla.
Cildin çok sağlıklı görünüyor. Bunu için özel olarak yaptığın güzellik rutinlerin var mı? Yoksa sen de bazılarımız gibi şanslı olanlardan mısın? 🙂
Cildimi iyi tanıdığım için ona özel davranmaya çalışıyorum. Temiz tuttuğum, iyi beslendiğim sürece o da beni üzmüyor diyeyim. 🙂
Peki sağlıklı yaşam, spor diyince zihninde neler canlanıyor? Hayat rutininde bunlara yer verip, dikkat edebiliyor musun?
Üniversitede ki bölümüm Beslenme ve Diyetetik olduğu için ‘sağlıklı ol’ benim mottom. Spor, yüksek serotonine sahip olmamı sağlayan en önemli şeylerden biri, vakit ayırmaya özen gösteriyorum.
Moda ve alışverişle aranız nasıl? Trendleri takip eder misin?
Çok ilgiliyim. Takip etmeyi çok seviyorum ama takip ediyorum diye de her şeyi almıyorum. Bana yakışabilecekleri seçmeye çalışıyorum.
Hayata bakış açını değiştiren bir kitap, bir film ya da kişi oldu mu?
Kitap, “Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı”; film, “One Day”.
Duruşu, tarzı ve hayata bakışıyla sizi etkileyen, ilham veren, hayranlık uyandıran kadınlar kimler?
Anne Hathaway.
ÖZGE İLE KISA KISA
-Dinlemekten hiç sıkılmadığın bir şarkı var mı?
Sezen Aksu-Begonvil.
-Kahve mi, çay mı?
Kahve.
-Herhangi bir batıl inancın var mı?
Nazar.
-En sevdiğin film türü?
Gerilim.
-Tüm dünyada en sevdiğin şehir hangisi?
Londra.
-Salata mı makarna mı?
Salata.
-Çantanda her zaman bulundurduğunun 3 şey?
Lip balm, parfüm, ıslak mendil.
-Kedi insanı mısın yoksa köpek mi?
Köpek.
-En büyük fobin ne?
Karanlık.