Genel Ünlüler

Doğukan Polat: Kuralsız Stil

4.8
(4)

Röportaj: Seray Yazıcıoğlu Ezmiş- Ayşe Çağla Küçük
Fotoğraflar: Okan Turgut
Styling: Ali Arısoy
Saç/Makyaj: Nur Belkıs Şen

Söz dizisindeki performansıyla dikkatleri üzerine çeken genç oyuncu ile 80’li yılların dışavurumculuğu olan, Arabesk Kültürü’nü soyut desenler hakimiyetinde ve kuralsız stili eşliğinde İstanbul sokaklarında yeniden keşfediyoruz.

Sektörde uzun zamandır yer alan birisin ama ama hakkında fazla bir şey bilmiyoruz. Bize kendinden biraz bahseder misin?

Oyunculuk hayatıma ilk okul yıllarında Ephraim Kishon’un yazdığı Cahit Okurer’in çevirdiği “Bir Tavsiye Mektubu” oyunu ile başladım, daha sonra lise eğitimim devam ederken bir yandan da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde 2 yıl tiyatro eğitimi aldım. Lise ile birlikte Halk Eğitim maceram da bitti. Gazetede gördüğüm Odakule’de sergi danışmanlığı ilanına başvurmuştum. Tam da kabul edilip işe gitmek için yola çıktığımda daha önce deneme çekimine gittiğim “Nefes” filmi ekibi tarafından arandım ve profesyonel oyunculuk kariyerime 2006 yılında ilk adımı atmış oldum. Böylece oyunculuktan ilk paramı kazanmaya başladım. Filmden sonra oyunculuk okumaya karar verdim ve Beykent Üniversitesi Oyunculuk bölümüne girdim. Geriye dönüp baktığımda 13 yıldır sektördeyim  bu kadar yıla 10 film, 8 TV dizisi, 7 reklam filmi ve birçok sahne deneyimi sığdırmışım. Geçtiğimiz günlerde ise Sinema TV Yüksek Lisansı’mı tamamladım. Kısaca kariyer hayatım böyle süregeldi.

Oyuncu olmaya ne zaman ve nasıl karar verdin?

Oyuncu olmaya sekiz-dokuz yaşlarında mahalle arasında Anneler Günü gösterisi yapmaya başladığım zaman karar vermiştim. Ben sünnetliğimi giyer sunucu olurdum. Mahalledeki kızlar dans grubu kurup koreografi çalışır, teypten çalan kasetle birlikte dans ederlerdi. Şiirler okunur ve şarkılar söylenirdi, bunların hepsini sunucu olarak ben organize ederdim. O sıralar şifayı kapmışım.

Bir projeyi kabul ederken oynayacağın karakterde seni cezbeden ne oluyor?    

Öncelikle projenin kendisi çok daha önemli benim için.Projeyi iyi yapan zaten hikâyenin ve karakterlerin incelikli işlenmesi. Çok iyi bir karakter var ama proje kötü o zaman tercih etmenin bir anlamı yok. Nuri Bilge Ceylan’ın hangi filmini açıp baksanız en az görünen karakterin bile bütüne çok büyük katkısı var. Bir karakterin bütünle olan ilişkisi beni cezbeden en önemli unsurlardan biridir.

İçinde bulunduğun mesleği nasıl değerlendiriyorsun?

Hala çözmüş değilim.

Ekranda kendini gördüğünde ne hissediyorsun?

Hala ilk günkü heyecanla ve merakla izliyorum.

Seni dizide sıkça saz çalıp, şarkı söylerken gördük. Müziğe olan bu ilgin nereden geliyor?

Müzik sayesinde her şeyle iletişime geçebiliyorum. Ford Taunus arabamız vardı, müziğe olan ilgim onun arka koltuğunda başladı.

Sınırları olan biri misin? Asla tahammül edemeyeceğin şeyler var mı?

Tahammül seviyem çok değişken.

Yoğun iş temposundan geriye kalan zamanda, kendinle baş başa kaldığında neler yapıyorsun?

Genellikle bir kumsala gidip ateş yakıyorum, beni müthiş sakinleştiriyor. Fotoğraf çekmeyi çok seviyorum, Brazilian Jiu Jitsu yapıyorum. Bir de henüz konser verememiş bir müzik grubumuz var, onun için de basgitar çalışıyorum.

Karakterini belirleyen en baskın  özelliklerin neler ve bu konuda değiştirmek isteyeceğin bir özelliğin var mı?

Çalışkan, dürüst ve dost canlısı bir yapım var. Değiştirebileceğim bir özelliğim ise para konusunda tutumlu olmamam olabilir.

Stilini nasıl tanımlıyorsun, giyinirken nelere dikkat ediyorsun?

Duygu dünyama göre stilim çok değişkenlik gösterebiliyor. Genel olarak aldığım yorumlar çok beğenildiği üzerine. Hissettiğimi, özgünlükle dışa yansıtmaya çalışıyorum. Bazen genç stil sahibi bir iş adamı olurken, bazen de İtalyan bir serseri gibi giyinmeyi seviyorum. İkisi de ayni cadde üzerinde yürüyorlar.

Aşk hayatının neresinde? İlişkide, bir kadında aradığın özellikler neler?

Aşk öyle ya da böyle bir şekilde hayatımın merkezine yerleşiyor. Bir kadında “şu özellikleri arıyorum” gibi bir tanımım yok vallahi. O işler hiç belli olmaz.

Çağımızın aşkları, arkadaşlıkları kısacası ilişkileri hakkında ne düşünüyorsun?

Çağımız aşklarını bilemem ama ilişkileri biraz menfaatler üzerine gelişiyor. Tüketim çok merkeze alınmış durumda. Biraz muhtarlarımız gibi; okula oy vermek için girerken hepsi isimlerinin olduğu kâğıtla kocaman hoş geldiniz diyor, çıkarken bir hoşça kal demiyorlar. Bu durum  en entelektüelinde, en kabasında da aynı. Değişen bir şey yok.

Doğukan ile KISA-KISA

• En çok kullandığın kelime
Şu sıralar, “Enişte”

• Gömlek mi, tişört mü?
Gömlek

• En çok kullandığın mobil uygulama
Spotify

• En sevdiğin renk
Çok değişiyor ama çok fazla yeşil kıyafetim var

• En iyi yaptığın yemek
Et ve salata

• Yaz tatili mi, kış tatili mi?
Tatil olsun da yaz kış fark etmez

• Kalabalık mı, yalnızlık mı?
Kalabalık

• Komedi mi, dram mı?
Komedi

Puan verin!

Average rating 4.8 / 5. Vote count: 4