Genel Ünlüler

Cemre Öktem

1
(1)

Sefirin Kızı dizisiyle ekranlarda izlediğimiz, hem güzelliği hem de yeteneğiyle parlayan oyuncu Cemre Öktem’in duru ve cool tavrının objektife yansıdığı bir çekim gerçekleştirdik.

Röportaj: Ayşe Çağla Küçük –  Seray Yazıcıoğlu Ezmiş
Fotoğraf: Baran Altındağ
Styling: Merve Özmen
Saç: Sabit Akkaya / Emre Kayacı
Makyaj: Banu Aksungur
Mekan: Radisson Blu Hotel Ottomare 

Uzun bir süredir devam eden “Sefirin Kızı” dizisinde izliyoruz seni. Nasıl bir tecrübe oluyor senin için?

Sefirin Kızı asla unutamayacağım bir iş benim için. Çekimler başladığından beri Bodrum’da yaşıyoruz. Evden, İstanbul’dan uzak olmak ve gerçek anlamda başka bir şehre yerleşmek büyük bir tecrübe oldu hayata dair. Harika yönetmenlerle, harika oyuncularla ve harika bir ekiple çalıştığım için çok şanslıyım. Herkesten her an yeni şeyler öğrendiğim, işim ve hayat hakkında sürekli beslendiğim bir süreç oldu. Burada yaşadıklarım paha biçilemez şeyler.

Dizide canlandırdığın Zehra karakteri hakkında neler düşünüyorsun? Seni geleceğe, oyunculuk kariyerine dair nasıl etkiliyor?

Zehra’nın bana benzeyen çok yönü var karakter olarak. İkimiz de her zaman neşeli, bardağın dolu tarafından bakmayı seçen, herkesle empati kurabilen tipleriz. Zehra’yı canlandırmak benim için büyük şans ve keyifti… Biliyorsunuz çok travmatik bir kaza sonucunda topal kalmış, abilerini baba bilmiş bir kız Zehra. Çok yarası olmasına rağmen her zaman iyi kalmış bir genç kadın. Bu denli yönlü bir karakteri canlandırıyor olmak zihnimde çok kapı açtı ve çok şey öğretti.

Şan dersleri aldığını biliyoruz. Bir müzikalde yer almak ister miydin? Ya da böyle bir proje var mı gündeminde olan?

Elbette çok isterim! Oyunculuk benim nefes alma şeklim. Öte yandan dans etmek ve şarkı söylemek bana çok iyi gelen, çok sevdiğim şeyler. Sevdiğim tüm şeyleri bir projede yapıyor olmak fikri beni çok heyecanlandırıyor! Görüşme ve planlama aşamasında olduğumuz işler var, umarım hayal ettiğim işin içinde olacağım!

Dünya tiyatrosundan veya müzikallerden en çok sevdiklerin hangileri? Birlikte sahne almayı hayal ettiğin bir idolün var mı?

Hangisini seçebilirim ki… Cats müzikleriyle yıllarca koreografiler yapıp dans ettim, Operadaki Hayalet başucu kitabım gibi açıp açıp tekrar izlediğim ve bundan büyük zevk duyduğum bir eser, Notre Dame de Paris ilk “sanırım aşk böyle bir şey” diye düşündüren, Moulin Rouge enerjimin, tutkumun geldiği yerlerden biri! 

Oyunculuk insanı hem fiziken hem de psikolojik olarak yoran bir meslek aslında. Peki sen oyunculuk haricinde kendini deşarj etmek için neler yapıyorsun? Hobilerin neler?

En büyük hobim yeni diller öğrenmek. İyi derecede İngilizce ve başlangıç seviyesinde İspanyolca konuşuyorum. Bir sene Fransızca okumuştum fakat büyük oranda unuttum, şimdi tekrar ders almaya başlayacağım. 

Tanınan biri olmak sana neler kazandırdı, seni olumsuz etkileyen

yanları var mı?

Tanınan biri olmak benim için yeni bir durum. Olumsuz bir yanını görmedim. Tanıyan herkesin övgü ve sevgiyle bahsediyor ve yaklaşıyor olması mutluluk verici benim için. 

Uzun yıllar boyunca bale yapmışsın. Oyunculuğa geçişin nasıl oldu? Balenin oyunculuğa ve hayatına ne tür katkıları olduğunu düşünüyorsun?

Baleyi ve dansı çok seviyorum fakat benim asıl tutkum her zaman kamera önünde olmaktı. Kamera önü ile ilk tanışmam moda tasarımcısı bir arkadaşımın okul bitirme projesinde ona modellik yaparak oldu. fakat yetmedi, bir şey performe etme ihtiyacı hissediyordum sürekli. Sonrasında oynadığım bir klipte cast direktörü sevgili Mine Güler’in dikkatini çekmişim ve oyunculuğa bu şekilde geçiş yaptım.  Beni o keşfetti diyebilirim. İlk dizi projem; Ürgüp’te çekilen Aşk ve Mavi dizisiydi. Sektöre girdiğim  ilk günden beri çok sevdiğim menajerim Sema Hatun Bilmiş ile çalışıyorum. Balenin müthiş bir disiplini var. Çok yetenekli olmanın dahi yetersiz kaldığı, asıl ihtiyacın çok çalışmak ve büyük disiplin olduğunu düşünüyorum. Beden kullanımı alışkanlıklarım ve disiplin bilincim hem mesleğimde hem hayatımda büyük katkısı olan şeyler.

Oyunculuğun seni özel hayatında hangi alanlarda beslediğini düşünüyorsun? Oyunculuk mesleğinde kadın olmanın zorlukları var mı? Sen yaşadın mı?

Oyunculuk ne kadar başka hayatları canlandırıyor olsak da bu süreçte bir şekilde bizi kendimize de çok yakınlaştıran bir meslek. Kendimin ve zihnimin sınırlarını zorlamak çok hoşuma gidiyor. Ben hep çok güzel ekiplerle çalıştım ve cinsiyet ayrımcılığı ile ilgili herhangi bir zorluk yaşamadım.

Sektörde tabuları olan, farklı rollere girmek istemeyen oyuncular var. Sence bir oyuncu tabularını yıkmalı mı yoksa korumalı mı?

Bu çok hassas ve mahrem bir durum bence. Oyunculuk herkesin kendine ait bir yolculuk. Bu noktada kimsenin yolculuğuna kesin yargılarımızla müdahil olmayı doğru bulmuyorum. Kendi adıma da tabi ki paletin her rengini deneyimlemeyi, farklı yaşanmışlıkları olan karakterlere hayat vermeyi isterim tabii ki.

Pandemi sebebiyle hepimiz çoğunlukla evlerimizde vakit geçiriyoruz. Hepimiz için aslında bir dur, düşün, sakin karar ver demekti sanki bu zamanlar. Sen karantina döneminde neler hissettin? Herhangi bir konuda düşünceni değiştiren şeyler oldu mu?

Yalnız kalmayı hiç sevmeyen, alışık olmayan ve tercih etmeyen biriyken bununla barıştığım bir süreç oldu benim için. Başlarda çok zordu uyanınca günaydın diyecek kimsenin olmaması, yalnız yemek yemek, yalnız gülmek.. Ama sanırım bu süreç beni kendime yakınlaştırdı ve bir süre sonra yalnızlık eskisi gibi korkutucu değil aksine güvenli ve keyifli olmaya başladı. Benim için büyük bir değişim.

Seni hiç tanımayan birine kendini nasıl anlatırsın? Cemre’yi en iyi tanımlayan kelimeler hangileri?

Özgür, Enerjik, Yargısız.

Peki, küçüklüğünden beri sahip olduğun bir takıntın ya da alışkanlığın var mı?

Kendimi bildim bileli burnumun ucunu yukarı doğru kaldırırım gün içinde, komik bir takıntı bence. 🙂 

Hayata karşı tutumun doğru zamanı beklemek üzerine mi, yoksa fırsatları yakalamak üzerine mi?

Hayata karşı tutumum hayal kurmak ve fırsatları yakalamak üzerine… Hayallerim için emek verirken hayat da bir yandan ilgili fırsatları önüme sundu her zaman. Bunun için kendimi şanslı hissediyorum.

Bugüne dek arzuladığın ve gerçek olan en büyük şey neydi? Bir arzunun gerçek olması, seni kısa bir süre de olsa amaçsızlığa sürükler mi; yoksa her daim hangi yöne gideceğinden emin olur musun?

Asla amaçsızlığa sürüklemez! Ben çok heyecanlı biriyim. Bir arzum, hayalim gerçek olduktan sonraki amacım mümkün olduğunca anda kalarak, keyfini çıkararak ve öğrenerek o tecrübenin içinde dolaşmak olur. Her an ve öğrendiğim her yeni şey de beni başka bir hayale sürükler… İşte hayatımın döngüsü böyle…

Özel hayatında “kendim için yaptığım en iyi şey” dediğin ne/neler var?

Kendim için yaptığım en iyi şey istemediğim hiçbir şeyi yapmamak. Kimi insanlar için şımarıkça gelebilir fakat ben hayatımın dengesini istiyorum/istemiyorum diye kurdum. İstemediğim şeyler beni maddi olarak zora soksa dahi yapmadım. Zorlukları kabul ettim ve mücadele ettim hep. Mutluluğumun büyük kısmını buna borçlu olduğumu düşünüyorum. 

Günümüz şartlarında estetik müdahaleler artsa da doğal güzellik yükselişte. Sence doğallık ve güzellik arasında nasıl bir bağlantı var? Dünyada değişen güzellik algısı hakkında ne düşünüyorsun?

Sanırım ben doğal güzelliğe inanlardanım ama asla estetik dokunuşlara da karşı değilim. Benim karşı olduğum şey abartı ve dayatma; değil estetik makyajın bile abartılısı itici olabiliyor ya da illa herkes kalemle çizilmiş kadar kusursuz güzellikte olmak zorunda değil. Bu herkesin kendi tercihi diye düşünüyorum ve kişi aynaya baktığında kendini nasıl mutlu hissedecekse öyle yaşamalı. Başkasına çok güzel gelen bir şey bana sana itici gelebilir, diyorum ya bu göreceli. Mesela bence güzellik; içten samimi bir gülüşte bile saklı bazen. Hani “gülmek güzelleştirir” diye bir laf var ya, ben onun savunucularındanım sanırım. 

Göz önünde bir insan olarak yaş almakla ilgili endişelere sahip misin? Mesela cildin için neler yapıyorsun, belli aralıklarla uyguladığın olmazsa olmazların var mı?

Yaş almakla ilgili tek endişem sanırım yaşadığım hayattan ve keyif aldığım her şeyden ayrılacağım güne yaklaşıyor olmak… Cildimin olmazsa olmazı nem! Çok kuru ve hassas bir cildim var. Hemen yara olur, kurur, dökülür. Bu yüzden aynı hassasiyeti cildime göstererek her zaman temiz ve nemli tutmaya çalışıyorum. Nem maskeleri ve cilt tipime uygun serumlarla destekliyorum sürekli.

Peki; spor ve sağlıklı beslenme gündelik alışkanlıklarında ne kadar yer kaplıyor? Stresli sayılabilecek pandemi günlerinde spor aktivitelerine ağırlık verip, beslenmene dikkat edebiliyor musun? Yoksa küçük kaçamaklar oluyor mu?

Eski alışkanlıklardan kalma, güne her zaman küçük bir esneme ile başlarım zaten. Son bir kaç haftadır da vegan beslenmeye başladım. Hayvan tüketiminin getirdiği sömürü düzenine dahil olmak uzun zamandır vicdanen beni zorlayan bir şeydi. Buna son verdiğim için çok mutluyum. Beslenmeme dikkat ettiğim ve dengeli beslendiğim zamanlar çok tabi! Fakat arada bir bütün gün sadece tatlı yediğim doğru! Kaçamak demeyelim de minik şımarıklıklar diyelim. 🙂

Modanın kadınlara sanki uyulması ve takip edilmesi gereken bir genel kültür hadisesiymiş gibi davranılmasına karşı sen modanın neresinde durmayı tercih ediyorsun? Stil ve güzellik söz konusu olduğunda asla yapmayacağın şeyler var mı?

Dayatılan hiçbir algıyı kabul etmiyorum mümkün oldukça. Moda ne genel kültür, ne de uymamız gereken kurallardan biri. Trendleri takip ediyorum tabii ki moda hepimizin bir şekilde olmazsa olmazı, zira alışveriş yaparken de sezonun renklerine, trend parçalara bakıyorum ve seçimlerime de etkisi oluyor muhakkak ama özellikle moda ya da trend olduğu için kendime yakıştırmadığım bir parçayı da almıyorum. Ben istediğim ve içinde kendimi iyi hissettiğim her şeyi eski trend/yeni trend farketmeksizin giyen biriyim özel hayatımda. Kendimi içinde rahat ve özgür hissetmediğim hiçbir şeyi giymem ve bedenime yaptırmam. Çekimler başka tabi… Çekimlerimde ise kendimi tamamen ekibime teslim ederim, saç, makyaj, kıyafetler konusunda ekibin sözünü dinleyen biriyim; hiçbir konuda onların kurdukları dünyaya karışmam, işinin profesyoneli insanlara güvenirim.

Peki son olarak sırada neler var, oyunculukla ilgili yakın gelecekteki hayalin nedir?

Sefir’in Kızı dizisi ile olan çok uzun süredir devam eden maceramız artık sona eriyor, yakın bir zamanda ‘’Zehra’’ ile yollarımız ayrılacak artık. 🙂 Yeni birkaç dizi projesi için ve bir sinema filmi ile ilgili görüşmelerimiz sürüyor. Henüz netleşen bir şey yok ama umarım hayalini kurduğum işlerden birinde yer alacağım! Açıkçası tempomu hiç düşürmeden çalışmaya devam etmeyi planlıyorum. Bir de şu an da gündemim de İstanbul’da yeni tuttuğum ev ve burayı gönlümce hayalimdeki gibi dekore etmek var.

Puan verin!

Average rating 1 / 5. Vote count: 1