Bir Zamanlar Çukurova diziyle ekranlara geri dönen Hande Soral ile doğanın temiz havasına kendimizi bıraktığımız çok keyifli bir çekim gerçekleştirdik.

Röportaj: Seray Yazıcıoğlu Ezmiş –  Ayşe Çağla Küçük
Fotoğraf: Gökay Çatak
Styling: Ali Arısoy
Makyaj: Selen Karabulut Kuyu
Saç: Taner Kuyu
Styling Asistanı: Gönül Soyçeri
Mekan: Turkcell Platinium Park

Bugünkü sen olmanda etkisi çok büyük olan çocukluk yıllarını hatırlıyor musun? O günlerden bugüne neler yansıdı? Çocukluğuna dair hatırladığın en güzel anın ne? 

Hatırlamak çok isterdim, ama o kadar unutkanım ki, çocukluğuma dair çok az şey hatırlıyorum ama her şeyin etkisi var tabii ki bugün ki ben olmamda. Doğup büyüdüğüm yer, ailem, okullarım, arkadaşlarım, hepsinin… O zaman için biraz kıskanmış olsam da bu gün baktığımda kardeşlerimin doğduğu günün gecesi hatırladığım çok güzel bir an…:)

 Psikoloji mezunu olduğunu biliyoruz. Sen neden kariyerine psikoloji alanında değil de oyunculukta devam etmek istedin? Oyunculukta ağır basan neydi senin için?

Aslında oyuncu olmaktı tek hayalim, psikoloji bölümünü öğretmenlerimin ‘elinde bir mesleğin olsun’ ısrarlarıyla seçmiştim, oyunculuğu hobi olarak yaparsın demişlerdi ve o zaman ikna olmuştum fakat şimdi baktığımda iyi ki psikoloji okumuşum ve iyi ki meslek olarak oyunculuğu seçmişim.

 “Küçük Kadınlar” ve bir anda gelen şöhret sonrasında insanların seni bu kadar çok sevmesini ve benimsemesini nasıl yorumluyorsun?

 İnsanlar bir süre oynadığın karakterle birlikte sana karşı sempati duyuyor ya da duymuyor. Karakter isminle sesleniyorlar karşılaştıklarında ama gerçekten seni tanımaları, adını öğrenmeleri uzun bir süre alıyor. Tanıdıktan, gördükten, belki hayatına biraz olsun gazetelerden, televizyondan, sosyal medyadan hakim olduktan sonra o zaman benimsiyorlar. Bu da yıllar alıyor… 

Bir karaktere bürünmenin psikolojine etkisi var mı?

Hayır, psikolojime bir etkisi olmuyor.

 Televizyon izleyicisinin artık sınırsız alternatifi var. Sence “Bir Zamanlar Çukurova”nın hikayesini seyirci için bu denli güçlü ve ilgi çekici kılan şey sence ne?

Çok güzel ve doğru kurulmuş bir iş Bir Zamanlar Çukurova. 98. bölümünde hala yönetmeni, oyuncuları ve ekibi tarafından ilk gün gibi özveri ve emekle çekilmeye de devam ediyor. Başarının sırrı bu olmalı.

 Oyunculukla beraber kendine dair yaptığın en büyük keşif ne oldu?

Keşif bitmez ki… Sadece oyunculukla değil yaşla, yaşamakla, okumakla, seyretmekle keşfetmeye devam ediyorum kendimi.

 Başarılı bir kadın olarak, hayalleri için adım atmak isteyip de cesaret edemeyen diğer kadınlara vermek istediğin bir mesaj ya da tavsiye var mı?

Sonra ‘keşke’ dememek için denemeye değer. Hayat kısa ve sen denemeden bilemezsin! Sadece kadınlara değil herkese bu tavsiye. 🙂 

Oyunculukta ulaşmak istediğin hedef ne? Herkes tarafından tanınan ve hatırlanacak bir oyuncu olmak mı yoksa seni tatmin olmuş hissettirecek noktaya ulaşmak mı?

İşimi çok keyif aldığım için yapıyorum, keyif almamaya başlarsam bir gün, o gün bırakırım. Hedefim bu. Zevk almadığım hiçbir şeyi yapmamak hayatımda….

 Ailen dışında; tanıyıp da çok etkilendiğin hayatına belki yön veren ya da sana bazı konularda farkındalık biri/birileri oldu mu?

Bir rehberlik öğretmenim vardı lisede, aynı zamanda psikologdu, o farketmese de hayatıma yön verdi aslında, psikoloji okumayı seçmem, onunla olan görüşmem sonrasında oldu. Bir de Ayten Zara, üniversitede öğretmenimdi. World Human Relief derneğinin kurucusu, onunla birlikte çalışıyorum zaman zaman sosyal sorumluluk projelerinde. İnsana, hayata, dünyaya bakışımı zenginleştiriyor Ayten hoca, hep öyleydi, hala öyle…

 Bir kitap filme/diziye uyarlanacak olsa, bu kitap ve karakter seçimini sana bıraksalar hangi kitaptan hangi karakteri seçerdin ve neden?

Orhan Pamuk Masumiyet Müzesi film olsun ve Füsun’u oynayayım çok isterim. 

Şu anda eşin İsmail Demirci ile iş sebepli ayrı şehirlerdesiniz. Bu uzaklık sizin ilişkinizi nasıl etkiliyor? Evliliğinizi bu mesafe nasıl besliyor?

2 yıldır başka şehirlerde yaşıyoruz, çok zor elbette. İlişkimize etkisi çook özlem… Bunun geçici bir süre olduğunu bildiğimiz için sabrediyoruz.

 Her ikinizde oyuncusunuz, bazı çiftler bunun avantaj bazıları ise dezavantaj olduğunu  savunuyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Oyunculuk konusunda birbirinizi nasıl besliyorsunuz? 

Benim için tek dezavantajı ikimiz de çalışırken aynı şehirde bile olsak çalışma saatlerimiz uymadığında görüşememek. Onun dışında çok keyifli, mesleğime benimle aynı yerden bakan biriyle evli olmak. Oyuncu olduğu için değil İsmail olduğu için… Aynı mesleği yaptığımız için değil yani, aynı yerden baktığımız için avantajlıyız.

 Birlikte olduğunuz zamanlar nasıl vakit geçiriyorsunuz? Birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız aktivite ne?

O kadar uzun zamandır ayrıyız ki, bu aralar birlikte olduğumuz zaman uzun uzun sohbet ediyoruz, birlikte seyretmek için beklediğimiz filmleri seyrediyoruz ama en çok seyahate çıkmayı seviyoruz beraber, yeni yerler keşfetmeyi, yeni şeyler yemeyi içmeyi görmeyi…

Peki evlilik zaman içinde nasıl bir değişim geçiriyor sence? Sizinki nasıl evrildi, değişti?

Bizde durumlar farklı, 3 yıldır evli olup 2 yıldır ayrı yaşıyor gibiyiz. Henüz değişmeye, evrilmeye vakit bulamadık, yeni evli sayılırız hala.

 Hayatında yakaladığın ve değerlendirdiğin en büyük şansın ne olduğunu düşünüyorsun?

Komedi Dükkanı’nda sahneye çıkmak, sonrasında gelen teklifleri de değerlendirmek tabi ki…

 Senin için güzel bir gün nasıl başlar, nasıl sona erer?

Güzel bir gün güzel bir uyku sonrası başlar. Kahveyle devam eder ve mutlu bir günün arkasından mümkünse kalabalık, aile,  arkadaşlarla, yemek sonrası huzurlu bir uykuyla sona erer…

Enerji toplama formüllerin arasında neler var?

Spor inanılmaz enerji veriyor, düzenli spor yaptığımda gün içinde her şeye vakit ayırabilecek enerjim oluyor.

Senin için “güzel” olan bir kadını nasıl tanımlarsın? 

Enerjisinin güzelliğiyle tanımlarım. Ben kimsenin saçının boyunu, gözünün rengini bilmem, yeni tanıştığım insanların çoğunun adını bile unuturum ama tekrar karşılaştığımda enerjisini hatırlıyor olurum ve o insanı andığımda enerjisi güzelse, benim için güzel bir kadın ya da erkektir.

 Güzellik adına bugüne kadar aldığın en önemli tavsiye neydi?

Güzellik geçici, gün gelicek yaşlanıcaksın, ama güzel yaşlan…

 Ve son olarak geçmişten biriyle röportaj yapacak olsan bu kim olurdu ve hangi soruları sorardın?

Mustafa Kemal Atatürk’le röportaj yapmak değil de bir kahve içmek çok isterdim…