POZİTİF VE ENERJİ DOLU! BU İKİ TANIMLAMAYI SEVGİLİ MELİSA İÇİN SÖYLEMEMİZ YANLIŞ OLMAZ. ETRAFINA NEŞE SAÇAN, UYUMLU VE KENDİNDEN EMİN TAVIRLARIYLA BİR KEZ DAHA KENDİSİNE HAYRAN BIRAKIYOR… 2,5 SENENİN ARDINDAN TEKRAR BİR ARAYA GELDİĞİMİZ GÜZEL VE BAŞARILI OYUNCU İLE YENİ PROJELERİ, GELECEK PLANLARI, VE DAHA BİRÇOK ŞEYİ KONUŞTUK. SEZONUN TRENDLERİNİ ELE ALARAK YAPTIĞIMIZ MODA ÇEKİMİYLE BİRLİKTE DE YENİ YILA MERHABA DİYORUZ.
Röportaj Seray Yazıcıoğlu Ezmiş / Ayşe Çağla Küçük
Fotoğraf Çağdaş Başar
Styling Cest La Vie
Styling Asistanı Zeynep Baba
Makyaj Canan Hızlı
Saç Mutlu Ahmet Sinan
Saç Asistanı Rojin Botan
Mekan Radisson Collection Hotel
Çekim sırasında tüm ekibin senin için söylediği cümle şu oldu: “Ne kadar pozitif ve enerji dolu!” Mutlu olan, etrafa pozitif enerji saçan insanlarla birlikte aynı ortamda bulununca hakkaten insan telaştan uzak bir şekilde vaktin nasıl geçtiğini anlamıyor. Tüm ekip adına sana teşekkür ederek söze başlamak isteriz ve tekrar hoş geldin! Seni en son gördüğümüz 2,5 sene öncesinden bugüne dönüp baktığında ilk olarak ne söylemek istersin?
2,5 sene ne kadar hızlı geçmiş! Bir çok insan için zorlu dönemlerdi diyebilirim. O zamanlar olduğum konumdan daha ilerde bir yerde ve çok mutlu görüyorum kendimi. Oyunculuk mesleğinde beraber çalıştığım ve sevdiğim insanların yanında gelişmek ve bunu hep beraber görmek bana inanılmaz bir güç veriyor.
Nasıl geçti bu süre senin için? Hayatın, kariyerin, beklentilerin, isteklerin anlamında hayal ettiğin gibi mi ilerliyor her şey?
Geçtiğimiz süreçte verdiğim emeğin ve kararların karşılığını aldığını düşünüyorum. Kurduğum hayallerin tek tek gerçekleştiğini görmek bana ayrı bir haz veriyor. Hayatımla ilgili hayaller kurarken gerçeklikten uzaklaşmayan ve ayakları yere basan düşler kuran biriyim. Beklentilerin kişiyi yalnızca üzdüğünü düşünüyorum. Beklentiye girmeden dileklerimi dile getirip hayallerinin peşinden koşan ve mutluluğu yakalamaya çalışan biri olmayı çabalıyorum.
Televizyonda yeni bir proje ile izleyeceğiz seni, yeni projenden biraz bahsedebilir misin?
“Barbaros Hayreddin: Sultanın Fermanı”. Barbaros Hayreddin, Kanuni Sultan Süleyman’ın fermanıyla bir teşkilat kuruyor. Bu teşkilatın amacı, Osmanlı’nın Avrupa’da ilerleyişinin yolunu açmak. Karada yenişemeyen iki süper güç Osmanlı İmparatorluğu ve İspanya, kozlarını denizde paylaşmaya hazırlanıyorlar ve bu uzun serüven, Barbaros Hayreddin’in başarılarıyla ‘’Kaptan-ı Derya’’ olma yolculuğu… Bu serüvende ve savaşlarda da benim güçlü bir rolüm var. 🙂
Nasıl bir karaktere hayat veriyorsun bu sefer? Bir ön hazırlık sürecin oldu mu özel olarak?
Mia de Luna… Venedik’in en ünlü ve en zengin tüccarlarından birinin eşine hayat veriyorum. Kocam vefat ettikten sonra tüm mal varlığı, gücü ve işleri Luna’ya kalıyor. Güçlü ve kararlı bir kadın. En güçlü silahı aklı olan bir karakter.
Televizyonun yanı sıra bir de Prestij Meselesi filmi beyazperde de karşımızda olacaksın. Biraz filmden biraz da çekimler nasıl geçti?, kadro da kimlerle berabersin biraz anlatır mısın?
Yaklaşık iki ay süren bir çekim oldu. Yorucu ama gayet keyifliydi. Çok inanılmaz bir oyuncu kadrosu ile çalışma fırsatı elde ettim. Sinemanın eşsizliğini en güzel tutabileceğim yerde tattım sevgili öğretmenim mahsun hocam ve kıymetli ekibine çok teşekkür ederim bu tecrübe için.
Dijital platformlarda yayınlanan diziler, filmler tv dizilerini ve sinema sektörünü ne ölçüde etkiliyor sence? Her dizi/film başka kitlelere hitap ediyor elbette ama dijital platformların alternatiflerinin çoğalması televizyonda yayınlanan dizilerin ve sinemaların kan kaybetmesine sebep olduğunu düşünüyor musun?
Dijital platformların zamanla sayıca artması ve güçlenmesi kaçınılmazdı zaten, tüm dünyada örneklerini görebiliriz. TV sektörünü çok etkilemediğini düşündüğüm bir ilerleme bence bu. İki tarafın da izleyicisi farklı, aradıkları ve anlatmak istedikleri de farklı. Sinemanın kan kaybettiğini düşünmüyorum, sadece anlayışın değiştiğini ve bunun da zamanın değişmesi dolayısıyla olduğunu sanıyorum. Sinema çok başka bir yerde duruyor benim için. Sinemanın dijital platformlar ile “kan kaybedeceğini” hiç düşünmüyorum.
Dijital çağın ve popüler kültürün hayatımıza bir getirisi de sosyal medya oldu. Sosyal medya senin için ne ifade ediyor? Sence sosyal medyayı bu kadar hayatımızın merkezine koymak normal mi?
Sosyal medya benim için şu an en büyük iletişim aracı. Yaptığımız işlerin insanlara daha hızlı yayılmasına yardımcı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bu hızı, hayatın bir gerçeği olan, sosyal farkındalık için de önemli bir rol oynuyor. Büyük kitlelere yeni ve doğru bilgiyi ulaştırma konusunda bir gazeteden daha hızlı, ama tutarlılık ve kanıtlanabilirlik açısından güvenilirliğinin daha az olduğunu da biliyorum. Kötü amaçlar için kullanılmadığı taktirde dozunda olan her şeyin iyi olduğunu düşünüyorum ben. benim mesleğim açısından hayatımın merkezinde olduğu bir gerçek. (Gülüyor)
Ülkemizde sahne sanatlarının artması seni bir oyuncu olarak daha özgür hissettiriyor mu? Yoksa oyunculara daha fazla sorumluluk mu yüklüyor? Bu konuda ne düşünüyorsun?
Sahne sanatlarının her biri çok değerli, öncelikle bunu belirteyim. Sahne, kostüm ve dekorun bir araya gelip de kişiye haz vermediği durum çok azdır. Bu sebeple sahne sanatlarının artması beni mutlu ediyor. Sanatın her dalının alkışlandığı, sevilip sayıldığı bir ülkede oyunculuk yapmak bende başarmışlık duygusu oluşturuyor. Mesleği bu olana daha güzel hangi sorumluluk yüklenebilir?
Son zamanlarda izlediğin dizi ya da filmlerde “keşke ben oynasaydım!” dediğin; seni çok etkileyen ters köşe bir karakter var mı?
İlk sezonunu izlediğimden beri “You” dizisinden Victoria Pedretti’nün hayat verdiği Love Quinn karakterini çok sevdim. Sevdiği insan için elinden gelenin “en iyisini” yapan bir kadın. Çok eğlenceli ve oyun alanı geniş bir karakter.
Bir oyuncu için her yeni karakter yeni bir yolculuk demek. Oynadığın karakterlerin her biri eminiz ki sana bir şeyler katıyordur. Hayata başka bir karakterin açısından bakmak sana neler kazandırıyor?
İnsanlar kendinden uzaklaşıp başka biri olmaya, başkalarını gerçekten anlamaya hep ihtiyaç duyar. Biz bunu yapabiliyoruz ve bu kendi değerini anlamana yardımcı oluyor. Oynadığınız karakterlerin yaptıklarının doğrusunu ve yanlışını başka biri olduğu için rahatça görüp anlayabiliyoruz, bunu da yanlış oldugunu bile bile oynayarak yaşıyoruz. Bazen yanlışı bile bile yapmak dogruyu çabuk bulmamıza yardımcı oluyor.
Biri “mutlu musun?” diye sorduğu an, insanın içine birkaç saniye bir şüphe düşüyor, eksikleri gözden geçiriyorsun sanki… Ben sana şu an ‘mutlu musun?’ diye sorsam…
Her zaman şükretmeyi bilen biri olmaya özen gösterdim. Daha da mutlu olacağım günler için burdayım.
Arkadaş grubunda en çok “hadi eğlenelim!” diye mi aranırsın, yoksa “hadi dertleşelim!” mi?
Gerçekten ikisi de eşit derecede. iyi günde kötü günde… 🙂
Peki, senin hakkında kimsenin belki de bilmediği ama duyunca da çok şaşıracağı bir şey söyleyebilir misin?
Kuşlardan çok korkarım.
Şu sıralar seni en çok ne heyecanlandırıyor?
Çalışmak! Hayatta ulaşmak istediğim şeyler için var gücümle çalışabilmek.
Özgürlük kelimesiyle mesafen nasıl? Neleri özgürlüğün olarak tanımlar ve söz konusu bunlar olduğunda başkalarına söz hakkı tanımazsın?
Özgürlük demek karar vermek demektir bana göre. Kendi kararlarını sağlıklı verebildiği an özgürsündür. Bunu benim için başkası yapamaz, buna saygı göstermek zorundadır ve benim kararımı değiştiremez.
Güzellik standartları bir yanda dursun ama elbette ki kendimizi daha iyi hissetmek için yaptığımız, günlük makyaj ritüelleri var. Sence göz makyajı mı, dudak makyajı mı? Hangisi senin önceliğin?
Dudak makyajında sadelikten yanayımdır ama konu göz makyajı olunca, Maybelline New York Rocket maskara benim vazgeçilmezlerim arasında yer alır.
Peki, makyajda senin için hangisi önemlidir; kalıcı olması mı, hafif yapılı olması mı?
Makyaj seven biri değilim. Günlük hayatımda güneş kremi uyguladıktan sonra BB veya CC krem ve maskaram ile günüme devam ediyorum.
Spor ve sağlıklı beslenmeyle aran nasıl? Yoğun set temposunda bütün bunlara özen gösterebiliyor musun?
Düzenli spor ve sağlıklı beslenme uzun zamandır hayatımın ritminde benimledir. Sporu çok seviyorum. Sevdiğim aktivite için de zaman bulmak zor olmuyor. Oyunculuk mesleğinde bedeninizi ve zihninizi dinç tutmanız gerekir. Sette yoğun bir gün sonrası dinlendirici bir meditasyon ile sakinliğimi bulmaya çalışıyorum.
Alışveriş yaparken en çok neye para harcıyorsun? Stilini nasıl tanımlarsın?
Alışverişte en çok harcamayı parfümlere yapıyorum. Koku benim için çok önemlidir. Bu sıralar favorim Bvlgari Omnia Coral. Günlük stilim rahatlık üzerine aslında. Tek renk parçalar ile rahat botlar hoşuma gidiyor. Davet akşamlarında ise zamanın trendlerine kişisel dokunuşlar ekleyerek kendimi giydiğim kıyafet içinde rahat hissedebiliyorum.
Tatil anlayışın nasıldır? Sakin bir dinlenme tatili mi, macera dolu bir yolculuk mu, yoksa
arkadaşlarla eğlenceli bir kaçamak mı seversin?
En değerli tatil, uzun ve yoğun bir süre çalıştıktan sonra hakedilen sakin bir tatil bence. Yeni yerler keşfettiğim ve mekandan çok zamanın içine yapılan yolculuklardan hoşlanırım. Bunun içindeki eğlenceyi de bulabilirim tabii ki. Arkadaşlarım ile şehir dışına, hafta sonu kaçamaklarını da çok severim.
Seni hayatta dengede tutan şeyler neler? Bir başka deyişle, hayatının merkezine koyduğun neler var?
Kız kardeşim Elif benim hayatımın merkezi. Dengeyi birbirimizde buluyoruz aslında. Kardeş olmanın güzelliği de burada. Her anımızda yan yana olup birbirimizin güzel yanlarını parlatıp eksik yanlarını kapatmanın birleştirici tarafı bizi daha da yakınlaştırıyor. Elif benim en değerlimdir.
MELİSA İLE KISA KISA
Bir masalın kahramanı olsan bu hangisi olurdu?
Külkedisi.
En son ne zaman toplu taşımaya bindin?
Hatırlamıyorum.
En sevdiğin kitap?
Rüzgar Gibi Geçti .
Şu sıralar popüler olan yabancı diziler içinde, hangi dizinin hangi kahramanını oynuyor olmak isterdin?
You.
Kendinle röportaj yapacak olsan, kendine ne sorardın?
“Aklından kendinle ilgili neler geçiyor?”.
Senin için güne başlamanın en güzel yolu nedir?
Çocuklarımla ve kardeşimle sarılmak! Su içerek uyanmak, en az yarım saat telefondan uzak durup yürüyüş veya meditasyon yapmak.
Stresten kaçış noktan neresi?
Alışveriş yapmak.